Side Area Logo
Welcome to unde omnis iste natus error sit voluptatem accusantium
Keep conected
 

Karşılaştırmalı Hukuk ve Hukuk Sistemleri

Karşılaştırmalı Hukuk ve Hukuk Sistemleri

 

Her hukuk düzeni, kendi hukuk kurallarını ifade etmeye yarayan kavramları içerir. Hukuk kültürü, belirli bir toplumda, o toplumu oluşturan bireylerce genellikle paylaşılan, hukuka ilişkin fikirler, tutumlar, değerler, kanıtlar ve beklentiler toplamı olarak tanımlanabilir.

Karşılaştırmalı Hukuk

Hukuk sistemleri arasında bir karşılaştırmadan söz edebilmek için, karşılaştırmada örtülü ya da açıkça şu üç unsurun bulunması yöntem bilimsel bir gerekliliktir:

  • Tarihsel Temeller
  • Toplumsal ve Kültürel Zemin
  • Hukuk Teknikleri
  • Hukuk Sistemleri

Hukuk Sistemleri;

  • Kıta Avrupası Hukuk Sistemi
  • Angola Amerikan Hukuk Sistemi
  • İslam Hukuku Sistemi
  • Sosyalist Hukuk Sistemi

Kıta Avrupası Hukuk Sistemi denildiğinde ise Nordik ülkeler hariç Avrupa Kıtasındaki ulusların hukuk düzenlerini, Roma Hukuku’na dayalı olma özelliği temelinde kuşatan bir üst kavramdan söz edilmiş olur.

Batı Hukuk Kültürü

Batı hukuk kültürü içerisinde tarihsel evrimi oldukça farklı iki hukuk ailesini birbirinden ayırt etmek gerekir;

  • Bir yanda Avrupa ve Latin Amerika’da mutlak egemen, diğer coğrafi bölgeler üzerinde ise etkili olan ve temeli Roma Hukuku’na dayalı bulunan soyut kavramlar ile genel ve yazılı kuralların meydana getirdiği Kıta Avrupası Hukuku;
  • Diğer yanda İngiltere ve İngiliz Uluslar Topluluğu ülkelerinde, Amerika Birleşik Devletleri, Kanada, Avustralya ve Yeni Zelanda’da hâkim olan örnek olaylar temelinde geliştirilmiş içtihatların temel alındığı Ortak Hukuk (Common Law).

Kıta Avrupası Hukuk Sistemi

Kıta Avrupası Hukuku’ndan, Avrupa’nın ada kısmında, yani şimdiki Almanya, İtalya, Fransa, İspanya, Hollanda, Avusturya ve İsviçre ülkelerinin bulunduğu bir coğrafyada ortaya çıkıp evrilen bir hukuk sistemini anlamaktayız.

Tedvin (codification, yasallaştırma), bir ülkede dağınık halde bulunan hukuk kurallarının ait oldukları hukuk dalına bağlı olarak derlenip sistemli bir bütünlüğe kavuşturulması etkinliğidir.

Roma Hukuku

Bir şehir devletinden krallık, cumhuriyet ve imparatorluğa evrilen; böylece çok farklı toplumsal ilişkileri yöneten ve yaklaşık 1300 yıllık  bir tarih dönemine varlığını yayan bir hukuk kültüründen söz etmiş oluyoruz.

Corpus Lurus Civilis, MS 529-534 yılları arasında Doğu Roma İmparatoru Lustinianus tarafından hazırlatılan Roma Hukuku konusunda en kapsamlı külliyattır.

  • Muâmelât (işlemler): İnsanlar arasındaki doğumdan ölüme dek her tür ve düzeydeki toplumsal ilişkiyi ifade eder. Devletler arası ilişkiler de kişiler arası ilişkilere kıyasen hukuk konusu yapıldığından onlar da bu bölümde incelenir.
  • Ukûbât (ceza hukuku): İslam Hukukunda işlenen ve suç sayılan fiiller ile bunlara uygulanacak yaptırımları gösteren kısma “ukûbât” denir. İslam ceza hukukunda suç sayılan bir fiil ya Allah’ın haklarına (Hakullah) karşı ya da kişilerin haklarına (Hakk-i Ademi) karşı işlenmiş kabul olunur. Kısas, had ve ta’zir olmak üzere üç yaptırım grubu vardır.

Osmanlı Hukuku

Şer’iat ve Örf

Kamu hukuku anlamında beylik ve imparatorluk birbirinden tür ve nitelik olarak farklı iki devlet gibidir. Özel hukuk açısından da Osmanlı’nın bir dönemini diğerine eş görmek mümkün değildir.

Kazasker (Kadı asker): Osmanlı Devleti’nde askerî sınıfa ait şer’î ve hukuki davalara bakan hakimdir.  Kazasker, kadı ve müderrislerin atama ve tayin işleriyle de yetkiliydi.

 

Tanzimat Dönemi: Gelenek ve Batı Hukuku

Osmanlı Tanzimat’la  beraber hukuksal kurumların modernleştirilmesine ilişkin düzenlemelere girişti. 1839 tarihli Gülhane Hattı Hümayunu’nda vatandaşların kanun önünde eşitliği ilkesi ilk defa beyan edilmiş ve ceza hukukunda keyfiliğin ortadan kaldırılacağı açıklanmıştır. 1856’da Islahat Fermanı ile eşit vatandaşlık hakları yönünde önemli adımlar atılmış, nihayet 1876’da modern anlamda bir anayasa, Kanun-u Esasî ile meclis ve meşruti ilkeler kabul edilmiştir.

Kanun-u Esasî: 1876’da ilan edilmiş, 1878’de II. Abdülhamit tarafından askıya alınmış, 24 Temmuz 1908 ihtilali sonucunda değişikliklerle yürürlüğe girmiş ve kısmen 1924 tarihine kadar yürürlükte kalmış  Anayasa’dır.

Mecelle-i Ahkamı Adliyye (Mecelle): 1868-1878 yılları arasında Ahmet Cevdet Paşa başkanlığındaki bir  komisyon tarafından derlenen ve Hanefi mezhebinin medeni hukuka ilişkin fıkıh kuralları kodeksidir.

Cumhuriyet ve Türk Hukuk Devrimi

Anadolu’da başlatılan Kurtuluş Savaşı’nın zaferinden sonra, batılı devletlerle imzalanan Lozan Antlaşması ile her tür kapitülasyon kaldırılmıştı. Bu arada Türkiye Cumhuriyeti’nin egemenliğini sınırlayan adli kapitülasyonlar da kaldırılmıştı.

1926 yılında kabul edilen Türk Medeni Kanunu gerekçesinde kapitülasyon ve azınlıkların dini ayrıcalıklarının, ancak laik bir hukuk düzeninde anlamsızlaştırılabileceğini vurgulamaktaydı. Türk Medeni Kanununun 1926’da kabulünün bağımsızlığı güvencelendirme amacını da aşan sonuçları olmuştur.